Ünlemler

Aniden ortay çıkan duyguların etkisiyle ağızdan bir çırpıda çıkan, bu duyguları daha etkili anlatmaya yarayan kelimelerdir veya sözlerdir.

Bu kelimelerin yanında dilek, emir, tehdit gibi anlamlar taşıyan kelimeler, cümleler ve yansımalar da ünlem değeri kazanabilir.

Bu bakımdan ünlemler ikiye ayrılabilir:

 1. ASIL ÜNLEMLER

Asıl görevi ünlem olan kelimelerdir. Başka görevlerde kullanılamazlar. Seslenme veya duygu anlatırlar.

Seslenme Ünlemleri

Ey Türk Gençliği!
Hey! Biraz bakar mısın?
Bre melûn! Ne yaptın?
Hişt! Buraya gel!
Şşt! Sus bakayım!

Bunların yanında adlar ve özel adlar da seslenme ünlemi olarak kullanılabilir.

Anne!
Hemşehrilerim!
Tanrım!
Mehmet!

Duygu Ünlemleri

Ee, yeter artık!
Aa! Bu da ne?
Ah, ne yaptım!
Eh! Fena değil
Ay, elim!
itme ha!
Hah, şimdi oldu
Hay Allah!
Vah zavallı!
Vay sersem!
Aman dikkat!
Eyvah! Geç kaldım!
İmdat! Boğuluyorum!

 2. ÜNLEM DEĞERİ KAZANMIŞ KELİME ve SÖZLER

Anlamlı kelimelerin bazılarına vurgu ve tonlama yoluyla ünlem değeri kazandırılabilir. Bunlar da duygu ya da seslenme anlatır.

Komşular!
Babacığım!
Simitçi!
Çok ilginç!
Ne kadar güzel!
Çabuk eve git!
Ne olur yardım et!
Çık dışarı!

Yansıma kelimelerin hemen hemen tümü ünlem olarak kullanılabilir.

Şır!
Çat!
Güm!
Hav!
Miyav!
Tıs!

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani