Yaprak Dökümü - Reşat Nuri Güntekin

 

 

 

 

KİTABIN ADI : YAPRAK DÖKÜMÜ

KATABIN YAZARI : REŞAT NURİ GÜNTEKİN

'Yaprak Dökümü', Reşat Nuri Güntekin’in toplumsal sorunları, insan ilişkilerini, ahlaki değerlerin yozlaşmasını gerçekçi bir biçimde ele aldığı sosyal bir romandır.Cumhuriyet’in ilk yıllarında yazılmıştır.

Yazarın sanat anlayışı gerçekçiliktir ve yazar kendi toplumunun başından geçen büyük toplumsal değişimlerin sonuçlarını eleştirel ve karamsar bir bakış açısıyla değerlendirmiştir. Eserin büyük toplumsal ve siyasal değişimlerin hemen ardından yazılması önemli bir noktadır.

'Yaprak Dökümü'nün konusu maddi durumlarının karşılayabileceğinin üzerinde ve kendilerine ait olmayan bir yaşam tarzı sürmek isteyen bir ailenin başına gelenlerdir. Batılılaşmanın etkisiyle meydana gelen kültürel ve ahlaki yozlaşmayı bir ailenin başına gelenlerden yola çıkarak anlatır. Doğru kavranılmayan bir modernleşme anlayışının bireye, aileye ve topluma çok ağıra mal olabileceği temasına dayanır. Roman, Osmanlı İmparatorluğunu’ nun yıkıldığı 1900lü yılların başında geçer.

Bilindiği gibi Batılılaşma akımı Osmanlı’nın son dönemine damgasını vurmuş bir fikir akımıdır. Fakat taklitçi ve niteliksiz bir medeniyetleşme Osmanlı’ya ağıra mal olmuştur. Yazar bu yanlış taklitçiliğin nelere mal olduğunu İstanbul’da yaşayan bir aileden yola çıkarak eleştirel ve karamsar bir anlatımla eserinde anlatmıştır. Olayın geçtiği çevre büyük değişimler geçiren bir toplumun küçük bir ailesi ve bu aile dışından birkaç kişiyle sınırlıdır. Olaylar namuslu bir aile babasının işten çıkmasıyla birlikte aile üzerindeki kontrolü süratle kaybetmesiyle başlar ve art arda meydana gelen yaprak dökümleriyle son bulur.

Romanda, baş kişi Ali Rıza Bey namuslu, çalışkan ve kendisini çocuklarına adamış eski bir kaymakamdır. Beş çocuğu vardır. Emekli olduktan sonra özel bir şirkette memurluk yapmaktadır. Namusuna ve ilkelerine o denli bağlıdır ki bu uğurda çocuklarını kaybetmeyi bile göze alır. Hayriye Hanım Ali Rıza Bey’in hanımıdır. Ağır başlı ve çalışkan bir insandır. Şevket en büyük çocuklarıdır, iyi bir eğitim almıştır, ailenin geçiminden sorumludur ancak bazı zaafları da yok değildir. Fikret ağır başlı ve çok okuyan biridir ancak fiziksel güzelliği pek yoktur. Leyla ile Necla çok güzeldirler fakat yanlış eğilimlere sahiptirler. Ayşe ailenin en küçüğüdür. Ferhunde evin gelini aynı zamanda ailenin kaderini değiştirecek kişidir.

'Yaprak Dökümü'nde; çağa ayak uydurmak adına girişilen büyük hayallerin, manevi değerlere önem vermemenin,israf yapmanın ve büyük sözü dinlememenin yıkımlara neden olacağı iletisi işlenmiştir.

Reşat Nuri Güntekin, anlatımında gerçekçilik akımı damgasını vurmuştur. Cümleler kısa, iletileri nettir. Çok olmamakla birlikte tasvirler bulunur. Anlatıma karamsarlık egemendir. Anlatım akıcıdır ve üçüncü bir ağız tarafından yapılır. Bir yandan da, ruh çözümlemeleri yapmıştır. Güntekin aynı zamanda karakterleri oluştururken fiziksel tasvirlere yer vermiş, kişileri konuşturmuş ve karakterleri eylem ve ilişkiler düzeni içinde göstermiştir.

Ali Rıza Bey,kendi hâlinde, dürüst bir insandır. İlkelerine ters düşen bir olay nedeniyle çalıştığı şirketten istifa eder. Ali Rıza Beyin, Şevket isminde bir oğlu ile Fikret, Neclâ, Leylâ ve Ayşe adında dört kızı vardır. Ali Rıza Bey, işten çıktığı sırada oğlu Şevket bankada işe başlar, evin bütün yükü onun üzerine biner. Şevket, babası gibi iyi yetişmiş, karakterli, namuslu bir gençtir. Bir süre sonra Şevket, Ferhunde adında bir kadınla evlenir. Eğlenceye düşkün olan bu kadın, Neclâ ve Leylâ'nın da aklına girer. Evde sık sık partiler düzenlenir. Fikret, bu durumdan memnun değildir ama elinden bir şey gelmez. Hayriye Hanım ise kızlarına koca bulmak ümidiyle her şeye razı olur. Şevket de olanlardan memnun değildir ancak karısana olan zaafı onun da elini kolunu bağlar.

Ali Rıza Bey ise işten çıktıktan beri gözden düşmüştür. Partiler için harcanan para maddî sıkıntılara yol açar kavgalar artar. Ali Rıza Bey ise üzüntüden ne yapacağını bilmez. Fikret bu hayata dayanamaz ve yaşlı bir adamla evlenir. Böylelikle ilk yaprak düşer. Şevket ise masrafları karşılamak için bankadan para çalar ve hapse atılır. Böylece, ikinci yaprak da düşer. Ferhunde evden kaçar.

Bu kaçışla hakimiyet yine Ali Rıza Beyin eline geçer ve eğlencelere son verilir. Necla kendisini zengin gösteren bir Suriyeli ile evlenir.Bu dördüncü yaprağın düşüşüdür. Leylâ kötü yola sapar,bir avukatın metresi olur ve evden kovulur. Bu beşinci yaprağın düşüşüdür. Bu olaydan sonra Ali Rıza Beye hafif bir inme iner. Hayriye Hanım bütün güç ve kuvvetini kaybeder. Ali Rıza Bey Fikret’e gider fakat orda kalmaz, İstanbul'a döner, hastalığı ilerlediği için hastaneye yatırılır.Babasının hastalık haberini alan Leylâ onu hastaneden çıkarır, kendi evine götürür.

Taksim'deki lüks apartman katında hep birlikte rahat yaşamaya başlarlar. Ara sıra yolda eski kahve arkadaşları ile göz göze gelmese Ali Rıza Bey halinden mutlu olacaktır

Sonuç olarak, “Yaprak Dökümü” sosyal bir romandır. Gerçekçi sanat anlayışıyla yazılmıştır. Konu ve teması büyük toplumsal değişimlerin ailelere, bireylere ve topluma nasıl yansıdığını ele almıştırlar. Genelde şehir insanları konu alınmıştır. Eser, topluma yol gösterici niteliktedir. Örneğin, Reşat Nuri, Cumhuriyet Dönemi toplumcu yazarlardandır ve insanları Cumhuriyetle gelen yeni sisteme alıştırmak istemiştir fakat bunun geçmişteki gibi yanlış yapılmamasını eserinde verdiği mesajla anlatmıştır.

Yazarın dili sadedir bu da iletileri netleştirmiş ve hikayeyi takibi kolaylaştırmıştır. Kahramanlar gerçek gibidirler. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; bu eser iletileri itibariyle değerli bir eserdir ve yazıldığı çağı ve yeni nesilleri aydınlatmada baş ucu kitabı olma özelliği taşırlar...

 

 

 

 

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani